Önceden aldığım Britney: Inside The Dream kitabında Britney'in söylediği yada Britney hakkında söylenilen bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istedim.
Brit-Brit Aranıyor
''Hikayelerin anlatılma şekli çok garip. Sizin açınızdan bakmak vardır, benim açımdan bakmak vardır ve bir de gerçek vardır. Birileri bunu çözmeli. Sanırım bizler hayatı hiçbir zaman çözemeyeceğiz ve ya anlayamayacağız. Bu Tanrı'nın işidir. Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.''
-Britney, 2007
Evim Güzel Evim
''Kentwood kalbimde. Ben bir köy kızıyım.''
-Britney, 1994
İçerdeki Çocuk
''Her zaman dans ediyorum ve şarkı söylüyorum... Küçük bir kızın yapması gerektiği gibi.''
-Britney, 2007
Babanın Günahları
''Anne, hayatının geri kalanını böyle mi yaşamak istiyorsun ?''
-Britney annesi Lynne Spears'a, 2000
Yıldız Olmaya Köprüler
Bu kendimi ifade etmek için benim zamanım.
-Britney, Stages, 2007
Disney Rüyası
''O her zaman öğrenmeyi, her zaman kendini geliştirmeyi istedi.''
-Koreograf Myles Thoroughgood
Genç Pop Sansasyonu
''Bunların gerçekleşmesini gerçekten çok istedim ve hayalini kurdum, ama gerçekten bu kadar hızlı gerçekleşmesini beklememiştim.''
-Britney, 1999
Britney'in Doğası
''Rol model olmayı sevmiyorum. Ben mükemmel birisi değilim, ben bir insanım.''
-Britney, Rolling Stone, 2001
Perde Arkası: In The Zone
''Hayatımın garip olduğunu biliyor muyum ? Bu tek bildiğim şey.''
-Britney, MTV For The Record, 2008
Aşk Ve Nefret...
''Ne kadar seviyorsanız o kadar acı çekersiniz.''
-Britney, 2003
Bu Onun Ayrıcalığı
''Yanlış sebeplerden dolayı evlendim - kalbimi takip etmek yerine.''
-Britney, 2008
Küçük Kız Kayboldu
''Bunun gerçekliği hakkında düşünmek istemedim... Sadece kaçtım.''
-Britney, 2008
Kendini İmha Etmek
''Bunu yapabilirim! Bunu yapabilirim!''
-Britney, MTV Video Müzik Ödülleri Öncesi, 2007
Objektifin İçinden
''Bir parçamı ister misin ?''
-Britney, Ryan Seacrest ile radyo röportajı, 2008
Kurtarma Görevi
''Geçmişe bakıyorum ve bunu nasıl atlattığımı anlamıyorum.''
-Britney, 2008
Diriliş
''Ne zaman tekrar tur yapabilirim ? Tekrar tur yapmak istiyorum!''
-Britney, 2008
Britney... Bir Kez Daha
''Tur yapmak benim favorim.''
-Britney, 2004
Çeviri : SugarfallGüncelleme 1 :
''Oops!... I Did It Again World Tour'' 2000 yılının kışında Avrupa'ya ulaştığında, Britney geceleri ''ağır endişeler''den acı çekmeye başladı.
Britney'e çok yakın bir kaynak : ''O klasik '' Ölmek üzereyim'' panik atağını sergilemedi ama endişeleri onu boğmaya başladı. Uyku problemleri ve şiddetli ağlama krizleri yaşamaya başladı. Oldukça rahatsız ve endişeli bir hale geliyordu. Gece vakitleri onun tek gerçekten yalnız olduğu vakitlerdi ve o bununla mücadele ediyordu.''
Turdayken ve Los Angeles'a geri döndüğünde, Britney düzensiz uyumaya başladı ve saatin kaç olduğuna aldırış etmeden birşeyler yapmak istedi. Geceleri odalarındayken dansçılarını aramaya başladı ve fırsat buldukça elini Justin Timberlake'e uzattı. Eğer Britney'i yatıştırabilecek birisi varsa, o da Britney'le aynı eşsiz durumu paylaşan genç adamdı.
''Genelde o sadece konuşmak istedi ve gece yarıları birilerini aramakta bir sakınca görmedi. Sanırım bu yalnızlık ve endişelerden kaynaklanıyordu.'' diyor kaynak.
Ama bu yalnızlıktan daha karanlık bir şeydi. Eğer öyle olsaydı, bu yalnız olmanın acizliğinin sinyallerini veriyordu. Britney karamsarlığından bahsetti ve sergilediği ajitasyonlar Britney'in takımını endişelendirmeye başladı. Kaynak: '' Hiçbir şeyin olmadığı zamanlar, onu delirtiyordu.'' dedi, ''Düşünmeden hareket ediyor ve karmakarışıktı, kimse onu bu hale neyin getirdiğinden emin değildi. Sadece yorgunluk onu durdurabiliyordu.''
Magazinlerde gösterilenin aksine oluşan kaygılar uyuşturucunun etkisi değildi. Bu Britney'in doğduğundan beri sahip olduğu doğal hali ve doğal asabi enerjisiydi ama şimdi ünün getirdiği ihtiyaçlarla birlikte artış göstermişti. Ruh hali fark edilebilir biçimde değişmeye başladı, bir an mutlu ve neşeli bir an mutsuz ve sinirli.İçinden ağladı, sonra hemen durdu ve mutlu oldu, davranışını çok ''aptalca'' buldu.
Britney'in endişeleri yalnız ve işsizken daha da büyüyecek: kendisi olarak katlanamayacağı bir ünün içerisinde. Etrafında insanlar isteyen birisi haline gelecek. Performans bittiğinde ve geriye sadece endişe kaldığında, bu birçok tehlikeli, negatif düşünceler ve düzensiz ruh halleri yaratır. Uzak durmak için yapacak hiçbir şeyi olmasa da şöhretin alçaklığıyla ve kaybettiği özgürlüğüyle mücadele etmeye çalışıyor. Her iki dünya arasında da sıkışıp kalmış bir durumda, şöhretiyle baş etmekten aciz ve yalnızken hissettiği kargaşa.
Britney Prozac'ın - obsesif bozukluklar, depresyon ve panik atak için kullanılan bir ilaç - tehlikelerini bilmesine rağmen ilacı ağrı kesici gibi her gün bunalımlı hissettiğinde alıyordu. Britney'in öz güveni ve ilacı düzensiz kullanışı, onu sadece daha da manyak yapıyor gibi gözüküyordu. Ayrıca Britney'in o zamanlar da kullandığı ve ihtiyatlıca gizlediği reçeteli başka ilaçlar da vardı. Görünüşe göre sadece asistanı Felicia ve menejeri Larry onların ne olduğunu biliyordu. Prozac dışında, Britney'i manyak halinden kurtarabilen tek şey sahneye çıkıp performans yapmaktı.
Çeviri : SugarfallGüncelleme 2:
''Oops!... I Did It Again World Tour'' 2000 yılının kışında Avrupa'ya ulaştığında, Britney geceleri ''ağır endişeler''den acı çekmeye başladı.
Britney'e çok yakın bir kaynak : ''O klasik '' Ölmek üzereyim'' panik atağını sergilemedi ama endişeleri onu boğmaya başladı. Uyku problemleri ve şiddetli ağlama krizleri yaşamaya başladı. Oldukça rahatsız ve endişeli bir hale geliyordu. Gece vakitleri onun tek gerçekten yalnız olduğu vakitlerdi ve o bununla mücadele ediyordu.''
Turdayken ve Los Angeles'a geri döndüğünde, Britney düzensiz uyumaya başladı ve saatin kaç olduğuna aldırış etmeden birşeyler yapmak istedi. Geceleri odalarındayken dansçılarını aramaya başladı ve fırsat buldukça elini Justin Timberlake'e uzattı. Eğer Britney'i yatıştırabilecek birisi varsa, o da Britney'le aynı eşsiz durumu paylaşan genç adamdı.
''Genelde o sadece konuşmak istedi ve gece yarıları birilerini aramakta bir sakınca görmedi. Sanırım bu yalnızlık ve endişelerden kaynaklanıyordu.'' diyor kaynak.
Ama bu yalnızlıktan daha karanlık bir şeydi. Eğer öyle olsaydı, bu yalnız olmanın acizliğinin sinyallerini veriyordu. Britney karamsarlığından bahsetti ve sergilediği ajitasyonlar Britney'in takımını endişelendirmeye başladı. Kaynak: '' Hiçbir şeyin olmadığı zamanlar, onu delirtiyordu.'' dedi, ''Düşünmeden hareket ediyor ve karmakarışıktı, kimse onu bu hale neyin getirdiğinden emin değildi. Sadece yorgunluk onu durdurabiliyordu.''
Magazinlerde gösterilenin aksine oluşan kaygılar uyuşturucunun etkisi değildi. Bu Britney'in doğduğundan beri sahip olduğu doğal hali ve doğal asabi enerjisiydi ama şimdi ünün getirdiği ihtiyaçlarla birlikte artış göstermişti. Ruh hali fark edilebilir biçimde değişmeye başladı, bir an mutlu ve neşeli bir an mutsuz ve sinirli.İçinden ağladı, sonra hemen durdu ve mutlu oldu, davranışını çok ''aptalca'' buldu.
Britney'in endişeleri yalnız ve işsizken daha da büyüyecek: kendisi olarak katlanamayacağı bir ünün içerisinde. Etrafında insanlar isteyen birisi haline gelecek. Performans bittiğinde ve geriye sadece endişe kaldığında, bu birçok tehlikeli, negatif düşünceler ve düzensiz ruh halleri yaratır. Uzak durmak için yapacak hiçbir şeyi olmasa da şöhretin alçaklığıyla ve kaybettiği özgürlüğüyle mücadele etmeye çalışıyor. Her iki dünya arasında da sıkışıp kalmış bir durumda, şöhretiyle baş etmekten aciz ve yalnızken hissettiği kargaşa.
Britney Prozac'ın - obsesif bozukluklar, depresyon ve panik atak için kullanılan bir ilaç - tehlikelerini bilmesine rağmen ilacı ağrı kesici gibi her gün bunalımlı hissettiğinde alıyordu. Britney'in öz güveni ve ilacı düzensiz kullanışı, onu sadece daha da manyak yapıyor gibi gözüküyordu. Ayrıca Britney'in o zamanlar da kullandığı ve ihtiyatlıca gizlediği reçeteli başka ilaçlar da vardı. Görünüşe göre sadece asistanı Felicia ve menejeri Larry onların ne olduğunu biliyordu. Prozac dışında, Britney'i manyak halinden kurtarabilen tek şey sahneye çıkıp performans yapmaktı.
Çeviri : SugarfallGüncelleme 3:
Muhtemelen, Britney'in tüm hayatındaki en dokunaklı mesajı, Sean Preston'a hamile olduğunu öğrenmeden önce kendi elleri tarafından kaleme alınmıştı.Britney, 'Someday (I Will Understand)'in sözlerini yazdı ve açıkça çocukluktan beri dua ettiği Tanrı'ya dönerek, Tanrı'nın onun için sıradaki planının ne olduğunu soruyordu.
Onun ilk siyah beyaz klibi çekildiğinde, Britney zarif, tam boy bir geceliğin içinde bir anne gibi karnını okşuyordu ve hamileliğinin sonlarındaydı. Sözler Britney'in içinden gelerek yaratıcı bir şekilde konuşuyorlardı ve şarkı boyunca, genç bir kadın hamile kalarak tüm dünyaya hala kendi hayatındaki soruların cevaplarını aradığını, korktuğunu, emin olmadığını ve bir rehbere ihtiyacı olduğunu söylüyordu. Tanrı'dan onun gerçeklerini istiyordu ve birisinin yukarıdan onu izlediği güvencesini istiyordu.
Britney'in sözleri, 2000 yılından beri yapmış olduğu şöhretin arkasındaki kaderini sorguluyordu. Ve şarkıdaki şu sözlerle, Britney doğumuyla birlikte soruların cevaplarını bulmayı umuyordu: '' Birgün anlayacağım.. Tanrı'nın tüm planını.. Ve bana bütün yaptıklarını... Ama belki... Birgün nefes alacağım... Ve sonunda göreceğim... tümünü bebeğimde göreceğim...'' Britney, müziğinin tüm yaşadıklarının bir yansıması olduğunu söylüyordu.
Ve bu şarkıyla, bize kendini kendi hayaliyle nasıl başsız bir kurban gibi hissettiğini söylüyordu ve çocukları doğmadan önce yardım istiyordu. Sözlerden ve onu tanıyanlardan apaçık belliki, bebeklerinin gelişinin, bir şekilde kendisini keşfetmesinin anahtarı olmasını umuyordu ve tıpkı onun Lynne'e olduğu gibi bebeklerinin de ona bir kurtuluş olmasını bekliyordu.Ve böylece Sean Preston ve Jayden James yeni doğmuşlar olarak tıpkı anneleri gibi olmuşlardı, umutsuzluğun arasında umut sağlıyorlardı.
Çeviri: SugarfallGüncelleme 4:
Britney, kamera arkalarında kendisiyle mücadele ederken yıl 2000 oldu.New York'da MTV Special'dan sonra, Britney ve asistanı Felicia büyük bir fan kalabalığı tarafından dışarıda duvar kenarında sıkıştırıldı. ''Heart to Heart''ta, Britney bu konuya değindi, fakat ünlü olmanın gerçeklerini felsefi olarak anlatarak, bunu kabul ediyor gibi göründü: '' Bu sektördeyken, kendi özgürlüğünüzü feda etmek zorundasınız.'' En azından marka çıkarları için resmi bir yanıttı. Fakat 2000 yılında, turun Avrupa ayağı başladığında ve Ekim'de Londra'ya gittiğinde, onun görülmeyen tepkisi bu kadar ölçülü değildi. Britney turun Avrupa ayağı için dört gözle bekliyordu çünkü, ona göre büyük annesi Lillian'ın anısına oraya gitmiş olacaktı ve oradaki şirin ve ilginç İngiliz dükkanlarını gezmek için sabırsızlanıyordu.
Britney takımı Kensington'da Royal Garden Hotel'de kaldılar ve bu özel günde, Covent Garden'da yemekten sonra ona hızlı bir alışveriş sözü vermişlerdi. Herşey tıkırında gidiyordu ta ki onları bekleyen koca bir paparazzi duvarıyla karşılaşana kadar. Bu noktada, 7/24 internet haberlerinden ve yeni medyanın isteklerinden çok daha önce, İngiliz magazinine konu olmaktan daha korkutucu birşey yoktu. Amerika'da karşılaştığından çok daha çirkince bir şeydi. Sadece birkaç saniye içerisinde, o, flaşların patladığı ve herkesin ''Britney! Britney!'' diye adını bağırdığı bir itişip kakışmanın içerisindeydi.
Gafil avlanmışlardı. Kimse onları restorana girerken görmemişti bu yüzden dışarıya dikkatsizce çıkmışlardı. 136 kiloluk koruma Big Rob, Britney'i kucakladı ve paparazzilerin böğürtüleri ve kameraların sesleri arasında takımın karavanına götürdü. Karavan uzaklaşırken, Britney korkudan bembeyaz olmuştu.
Bu andan itibaren, paparazzi sonsuza kadar onun peşinde olacaktı, ama bazı gerçekler hiçbir zaman ortaya çıkmıyordu; Britney'e son derece yakın bir kaynak : ''O bir anda ağlamaya başladı.'' ''Normal çocuklar gibi neden alışverişe gidemediğini anlayamıyordu. ''Neler oluyor?'', ''Bunlar neden oluyor?'' diye tekrarlayıp durdu.'' dedi.
Britney artık ''normal'' insan olarak görülmediğini anlamaya çalışıyordu. Bu rahatca arkasında bırakabileceği bir yetenek yarışması değildi. Bu duruma bağlı olarak, sürekli ''normal'' insanlar gibi ''normal'' şeyler yapamamaktan yakınmaya başladı. ''Normal'' kelimesi sıkça tekrarlanmaya başlamıştı ama artık gerçek anlamı her zaman yabancı olacaktı. Britney'in hayali, onu bir daha asla elde edemeyeceği hayatından koparmıştı. Onu yatıştırmak ve güven vermek için, takımı Britney'i Madonna ve 3 yıl önce ölen, paparazzinin elinden benzer acılar çeken Wales prensesi Diana ile karşılaştırmıştı.
''Ama ben prenses değilim... ve Madonna da değilim!'' diye karşı çıktı Britney.
Aynı kaynak ekledi: ''Ne kadar büyük birisi olmaya başladığını görememesi çok tatlıydı. Sürekli sormaya devam etti, ''Neden? Neden ben?''. Britney hiçbir zaman kendini Louisiana'lı bir kızdan daha fazlası gibi hissetmemişti. Tüm bu medya karmaşası onu sersemletmişti.''
Çeviri: Sugarfall
Anasayfa 
Cuma Haz. 24, 2011 6:24 pm tarafından La veen
